Kurdistan ve Gelecegimiz

Her salak tam ikna olmustur ve her tam ikna olmus da salaktir - Baltasar Gracian

28 July, 2006

HeK'ten - Nusaybin de yuzyilin ogle yemegi! Kpsc ye ozel!

Asagi astigim yazi HeK'in Rizgari Forum'da yazdigi; orneklerini kitaplar, seriler halinde gormek, okumak istedigim bir yazidir. Gezi notlarina; Kurdistan'i ve Kurd insanini anlatan yazilara cok ihtiyacimiz var. http://f24.parsimony.net/forum58919/messages/85866.htm


yemek icmek yazisidir
cemil kizmasin(gerci benim siyasi kisiligim yok)
ancak bu exclusivly Kapuscinski (bu cinsk ismi bundan boyle Kpsc olarak yazacagim
dostlara duyrulur)icin yazildi.

henuz gunes dogmadan uyanmistik
otelin perdesini ve penceresini acinca
9 kattaki otel odamiza
dishi
sanirim pisirilmis kerpic mimarsinin bir harikasi sayilabilecek
ici ise
dogunun hayirsiz mirasyediligine ve sefaletine ornek olarak gosterilebilecek
erbil/hewler kallasi karsimizda duruyordu.
yumusak isikta ve sabah sesizliginde
balkona ciktim
nisan ayinin urperten serinligi
hewlerinn henuz uyanmamis evleri
ve
kallanin dibinden gecen asfalt yola sacilmis
copler
birazdan ayrilacagim bu kentte aklimda kalan goruntuler oldular.
gunes yukselmeye basladiginda
yoldaydik.
sabahin egik isiklarinin
yanibaslarinda gecip durdugumuz
ayni irmaklar mi farkli sular mi oldugunu
bilmedigimiz kiyilarda
ucsuz bucaksiz kurdistan cayirlarinda sactigi isiga bakip
annemin cocuklugumda anlatigi masal alemlerine daldim.
ufuktaki kume kume agaclarin etrafini sabah pusu sarmisti
isik
pus
kivrilan sular
ve goz alabildigine uzanan cayirlarin ta otelerinde
tepelerinde karlarla daglar uzaniyordu
soforumuz ve on koltukta oturan yol arkadasimin konusmalari
pencereden giren ruzgarin sesiyle karisti
boylece
daha once ugradigimiz
uzerine ayrica bir yazi yazilmasi gereken
buyuk olasilikla uzerine nice destanllar yazilmis akra
yol ayrimindan gectik
yol kenarinda insanlar
yol kenarinda koyunlar
yol kenarinda kenger satan cocuklar vardi
Dohuk a yaklastigimizda
yolun kivrilarak yukseldigi
tepeler arasina gizlenmis meyva bahcelerinde
cicekler acmisti
nar bahceleri ile Dohuk sagimizda kaldi
bir sure sonra Xayirsiz dagin eteklerinde idik
ve
Tork tarafindaki mezbelelikle kiyaslandiginda
bakimli bir sinir postu olan
ve
karsi tarafta nobet tutan tork askerinin
her gunluk bogrune bir hancer acisi gibi oturan
bayraklarimiz disinda
bir suru guzel at heykelleri
ve
bunca kan irin ilkelik sarmali arasinda
sasirtici bir
uzak dunyalara ozlem ve ilgiyi yansitan
penguen heykeleri ile bezenmis
Xalil Ibrahim cennetindeydik.
evet penguen heykelleri kurdlerin
MVA dan cook daha onceleri
duslerinde antartikaya yolculuk yaptiklarinin isareti gibiydiler.
kendi ulkemizdeydik
bize sahip cikildi
islemlerimiz bize isik hizi gibi gelen bir cabuklukla bitti.
ve bizi kuzeye
esir kurdistana tasiyacak
otomobil ve onun yerinde duramayan soro soforu ayarlandi.
bu esnada
eskilerin tanri misafiri
benim kurdistan misafiri dedigim
bir kisi cikageldi
bu kisi
kendisi isminin zikredilmesinden hoslanmayabilecegi icin
isimi zikredilmeden deginilecek bir kurdistanlidir
bir cogunuz muhtemelenn taniyor olabilirsiniz.
bu dostumuzla birlikte uc kisi
bizi ugurlayanlara veda ederek kuzeye yoneldik.
uzakta kuzeyin karli daglari
oglen gunesininde iyice parliyordu
askeri kontrol noktasinda
basimiza gelen siradan tork ilkeliklerini
onemsemeden
geciyorum
onlar bizim biz onlarin ne mal oldugunu anlayarak
habur cehenneminden ayrildik
sagimizda
insanin etine batiyor gibi duran
sinir telleri uzaniyordu
solumuzda uzaklarda daglar
ve bu isikli gunde
guzel bir nese ile yol alirken
ismini zikredemedigim dostun
muhtesem teklifini aldik
oglen yemegi icin nusaybinde
konaklayacak
ordan sonra yola devam edip
ruha ya varacaktik.
nusaybinin benim gencligim acisindan
onemi vardir.
yillarca once bu kentte
camurlu sokaklarda ufacik cocuklarin pesine takilip
o ev senin bu ev benim
gizlendigim subat ayini hatirlatacakti bana bu kisa ziyaret.
o gunku nusaybin ile
ogle yemegi icin
bir tlf ile bir saat icinde
ellerindeki malzemeyle bir seyler hazirlayan
dostumuzun anne ve banasinin nusaybini
cok farkliydi
nusaybin buyumustu
nusaybin o subat ayinin korkudan titrer gibi duran camurlu nusaybini degildi
artik
nusaybin in bizim gectigimiz caddeleri tertemizdi.
her yer capcanli idi
nihayet
ogle yemegi icin misafir olacagimiz eve vardik.
dar bir sokakta durdu arabamiz
bizi
yuzu ve gozlerinin ici gulen
baba karsiladi
utangac bir bicimde evinin avlusunun kapisini
aslinda zengin gonlunun kapisini acti
avluya girince
ufacik dev bir dunyaya girdim
ufak avlunun bir kosesinde
ne agaci oldugunu hatirlamadigim bir agac duruyordu
biraz ileride
anne nin ektigi sebze bahcesinde
yesil soganlar
tere
maydanoz
ve uzatikca belkide olmayan
ancak benim yakistiracagim
seyler boy vermisti.
evin onu toprak zeminden yukseltilmis bir beton ile kapliydi.
ve tertemiz salona girdik
karsimda
bana cocuklugumda
okul bitimi
annemle memlekete yaptigim yolculuklarda
ilk sabahlarimda uyaninca gordugum
pencere kenarina kondurulmus
bembeyaz minder ortuleri ile destekli divan duruyordu.
evin bu tutsulu temizliginin mimari
anne
babaninkini aratmayan guler yuzle ve sevecen bir sicaklikla
bize hoos geldin dedi.
mahcuptu cunku bir saatte misafire yemek mi hazirlanirdi
ahh bu oglu ne kadar ayip etmisti...
evde anne ve baba dan baska kimse yoktu.

yemekten once elimizi yikamak icin
tuvalet ve lavabo ziyaretimizle
ben hayatimda gordugum en temiz evlerden birinin
tertemiz baska koselerini de kesfetmis oldum.
bu iki gulec ihtiyarin
dev dunyalarinda becerdikleri temizlik
inanilmayacak olculerde carpiciydi.
vesselaam
yemek bir sinide onumuze geldiginde
(cemil bana obur diyecek herhalde)
siniden yukselen kokus
iniden yukselen gonulden emek
siniden yukselen kurdistanin bir kosesiydi.
ben her seyi bir yana koydum
kavrulmus kuzu etini
mukkemel pilavi
yani basinda demet demet tere ve yesil sogani
her seyi
elbak in koyun zengini yaylarainda bile artik zor bulunan
mis gibi bir koyun yogurdu duruyordu onumuzde
bir de otlardan
bingolulerin cag
colemerg ve elbaklilarin siyabo dedikleri
ottan yapilmis
kurdistana ozgu (aso zagrosi ye duyrulur!)
sadece kurdistana ozgu
bir kombinasyonlar zanati onumuzde duruyordu.
soguk ayranla birlikte
hic bir icecege degismeyecegim
soguk dew
cekilmast é tazé
avmast é tazé
(bunlar da Rasti nin gonulunu hos tutmak icin ayni seye uc ayri kurdce isim)
hulasa
hem iki ruhu gulec
ruhu genc ihtiyar ana ve babamiza verdigimiz zahmetten utanarak
hem sinideki kurdistan sanatinin cekiciligine dayanamadan
yemegimizi yedik
ne yemekti
ne yemekti
abartmadan soyluyorum
tadi hala damaklarimda
sinyalleri biyokimyamda kaldi.
kucuk bir kapidan gecerek girdigimiz
bu koca tertemiz dunyaya
burdan
hayirhah dileklerimin yuzde doksanbesini
nusaybinli ana ve baba miza
yuzde besini de
bize bu muhtesem oge yemegi ile
olene kadar unutmayacagimiz daha da muhtesem misafirlige
davet eden kurd dostumuza sunuyorum.
benim kurdistanim
kucuk dunyalarin icine
devasa siradanliklari sigdiran koselerden ibarettir
ve hic beklemediginiz anda
ansizin karsiniza cikiverir
sasirtirlar.
onun icin sevilmeye fazlasiyla degerler.
hurmetler
HeK

0 Comments:

Post a Comment

<< Home